Bundan 10 yıl önceydi. Eşimden ayrılmış, duldum. Ankara’ya tayinim çıkmıştı. Ayrıldığım eşimin babası da (eski kayınbabam) Ankara’da yaşıyordu. Beni arada sırada işyerimden arar, halimi hatırımı sorardı, çok fazla konuşamazdık, ama kendisinden hoşlanırdım. Hoşsohbet, babacan ve çok karizmatik bir kişiliği vardı. Boşandığım oğluyla uzaktan yakından hiç ilgisi yoktu sanki. Kayınbabam da yalnız yaşıyordu, kaynanam uzunca bir zaman önce ölmüştü. Beni bir hafta sonu Ankara’nın lüks bir oteline yemeğe, müzik dinlemeye çağırdı. Ben de o sıralar erkek arkadaşımla yeni ayrılmış, bunalımdaydım. Hem avunurum hem unuturum diyerek, kayınbabamla akşam otelde buluştuk. Taa oğluyla evlendiğimden beri kayınbabamın benden hoşlandığını da biliyordum. Ama, Tanrı var, kayınbabam hiç bir zaman ileri gidip, terbiyesizlik olabilecek ölçüde bir davranışta bulunmamıştı.
Karşılaşır karşılaşmaz kayınbabam gözleriyle adeta beni soydu soğana çevirdi. Bu birkaç saniyelik bir bakıştı ama, ben o şimşeği, yıldırımı anında kaptım. Ve daha da fenası, aynı şimşek yıldırım bende de oluştu ve çarpıldım. Uzun zamandır erkeksizlikten midir nedir, anında ıslandım. Hani Kayınbabamın dediğim gibi karizmasını da yabana atmamak gerekir. Müthiş bir çekiciliği, albenisi var. Kendimi tutamıyordum, amımdan resmen sular akıyordu. Masamıza oturur oturmaz hemen lavaboya koşturdum. İnanmayacaksınız ama, klozette bızırımla amımla oynayarak müthiş bir orgazm yaşadım. Bereket kimsecikler yoktu, işimi rahat rahat görüp, bir güzel makyajımı falan tazeleyip, kırıta kırıta gelip masaya kuruldum. Çok rahatlamıştım. Kayınbabam bana, görmeyeli inanılmaz güzelleşmiş olduğumu, bunun sırrının ne olduğunu, bu güzelliği ve inceliği nasıl koruduğumu v.s. sorarak, gerçekten hoşuma giden iltifatlarda bulundu. Ben de kendisini, dinç ve enerjik gördüğümü, ben de bunun sırrını merak ettiğimi falan söyleyerek sohbete başladık.
Hafiften yemek ve dans müziği başladı. Bir iki yudum aperitif içkilerimizden aldık. Kayınbabam, “Gel güzelim, bu tatlı müziğin hakkını verelim, biraz biz de stres atalım.” deyip, kolumdan tutup, beni dansa kaldırdı. Çok güzel slow bir müzik çalıyordu. Müziğin etkisiyle olacak, bir anda başımı kayınbabamın omzuna yasladığımı, kendimi onun kollarına bıraktığımı farkettim, ilginçtir, daha bir ensesine ensesine sokuldum.
Kayınbabamın yanak ve dudakları da benim ensemde, omzumda, nefesinin sıcaklığını ve buğusunu hissediyordum. Yine müthiş tahrik olmuştum. Sanki biraz önce masturbasyon yapıp gelen ben değildim. Kayınbabam, “Canım benim, çok güzelsin, harikasın!” dediğinde dudaklarımızın birleşmesi bir oldu. Ortalık yerde salınırken kayınbabamla öpüşüyorduk. Kimsenin bizimle uğraştığı, aldırdığı yoktu. Kayınbabam, “Canım, gel, bir kazaya uğramadan hemen masamıza oturup, bir iki lokma bir şeyler yiyelim içelim. Sana sürpriz yapacaktım güya ama, daha fazla ben de dayanamayacağım, burada, yukarıda odamız da hazır.” dedi. Benim de ağzımdan, “Harikasın, mükemmelsin babacığım!” lafları dökülüverdi. Ne utanma ne çekinme, artık resmen bir an önce kayınbabamın altına yatmak, evet, sikilmek, sikişmek istiyordum. Amım sırılsıklamdı. Kokumu duyuyordum, “Sen de kokumu alıyor musun baba?” diye sordum. Kayınbabam, “Hem de nasıl! Masa olduğu gibi kalsın güzelim, hadi, odamıza çıkıyoruz!” dedi.
Daha asansörde soyunmaya başladık. Kapıyı nasıl açtık, bir anda kendimizi yatakta nasıl bulduk bilmiyorum. Kendime geldiğimde, köpekler gibi hırıldıyarak, soluyarak, ben altta, kayınbabam üstte, bacaklarım belini sımsıkı sarmış, yarağı amcığımın içinde, hiç konuşmadan çok hızlı git gellerle sikişiyorduk. Kayınbabam müthiş pompalıyordu. ‘Şlap şlap’ sesleri odada yankılanıyordu. Amım zevkten zevke geçiyordu. Yarağı dibine dibine dayandıkça, bütün bedenimde spazmlar oluşuyor, her hücrem sanki ayrı telden çalıyor, titremeler geçiriyordum. Sesim soluğum kesilmişti. Bir anda kasıdım kaldım, ölüyorum uçuyorum sandım, şelale gibi akmaya boşalmaya başladım. Aynı anda kayınbabam da ılık ılık dölleriyle, sıcak sıcak amımı sulamaya başladı. İnanılmaz güzel, harika bir zevkti. Daha önce hiç kimseyle böyle bir zevk yaşamamış, böyle bir seks yapmamıştım.
Kayınbabamın yarağı içimde, boylu boyunca üstüne çıktım, yavaş yavaş yarağını amımda kaydırıyor, bir yandan da emişiyor yiyişiyorduk. Aşağı yukarı vücudunda kayarak, yarağını amımın içinde sıkıp, sokup çıkararak tekrar canlandırdım. Sertleşti. “Canım babam benim, bu sefer de ben senin üzerinden inmeyeceğim, yarağının her milimini amımda hissederek, onu amımla öperek sıkarak emerek, suyunu amımla bir daha içeceğim.” dedim. Kayınbabam da alttan alttan amıma yarağıyla darbeler yapıyordu. Ben tüm kaslarımı sıkıyor, kayınbabamın o şahane güzel yarağını amımla sıvazlıyor, vantuzluyordum. Kayınbabam, “Şimdiye kadar hiç bir kadında görmediğim harika bir amın var. Çok az kadın amıyla bir yarağı bu kadar sarabilir, emebilir. Harikasın güzelim. Bundan böyle sen benimsin, kadınım, karım, orospumsun! Ne diyorsun, kabul mü?” dedi. Ben zaten uçmuşum, havalardayım, “Canım babam benim, sikicim, sen benden bıkana kadar bu am göt hep senin olacak, istediğin gibi istediğin yerden sik!” dedim. Kayınbabam, “Hadi o zaman benim güzel kadınım, orospum, hiç pozisyonunu değiştirmeden, yavaş yavaş onu amından çıkarıp, kara elmasın yolunu göster bakalım, hazinelerini keşfe çıkar onu…” dedi.
Kayınbabam götümü istiyordu. Ben de. Deminden beri git gellerle götüm zaten iyice gidişmiş, açılıp kapanıp yarak istiyordu o da. Elimle yarağın başını götümün deliğine denk getirip, yarağının üzerine oturmaya başladım. Kayınbabamın hem kalın hem uzun, o şahane arap atı gibi yarağı, yavaş yavaş, milim milim götüme giriyor, beni dağlayıp zevkten mahvediyordu. Hepsini götüme aldığımda, “Canıımmm benim, karım, kadınım kısrağım…” deyip, alttan öyle bir vurmalara başladı ki, aynı hız ve tempoyla ben de o ritme uydum, ilk sikişimizdeki o çılgın tempoyla bu kez götten sikişmeye, vuruşmaya başladık. Amımın suları gene coşmaya, beni zevkten zevke uçurmaya başladı. Götümden de zevk alırım, hoşlanırım götümden sikişmeye ama, bu başkaydı. Sanki götümün de suları geliyor, beni havalara uçuruyordu. Anlatılmaz bir tempo ve zevkle kayınbabamın üstünde sarsıla sarsıla ve de istemeden bağıra bağıra orgazm oldum. Kasılmalarım bitmek bilmiyordu. Tam ben bitti derken, kayınbabam yanardağ gibi götüme boşalmaya başladı. Şiddetli bir kasılmayla ben bir daha sarsıldım. Gerçekten hiç böyle bir şey yaşamamıştım. Kayınbabam o an öl dese, seve seve ölür, her ne derse itirazsız yapardım. Tapmak dedikleri şey böyle bir şey olsa gerek.
Kayınbabamın üstünden inmedim. Ağzımızın içinde dillerimiz birbirlerini yiyorlardı. Epeyi bir zaman geçti. Bir parça sakinleştik, banyoya gittik. Güya ilk ateşimizi söndürüp, yine masamıza gidip, içkilerimize devam edecektik. Oda servisinden şampanya istedi kayınbabam. “Bu gece bizim zifaf gecemiz güzelim. Bundan böyle de bana artık Baba falan deme, sen benim sevgilim, karım, güzelim, orospumsun. Arkadaşım her şeyimsin. Seni ilk gördüğümden beri arzuluyor, istiyor, seviyordum fakat birtürlü söyleyemiyordum. Hep otuzbirlerimde sen vardın. İyi ki geldin. Bundan sonra sen mi benim evime gelirsin, ben mi senin eve geleyim güzelim?” dedi. “Oğlun ne der?” dedim. “Siktir et oğlanı, zaten bugün yarın Avustralya’ya gidecek, ne hali varsa görsün. Seni buldum, kesinlikle kaybetmek istemem yavrum!” dedi. Ben de ilk defa kayınbabamın ismiyle hitap ederek, “Sen beni böyle sikmeye devam ettiğin sürece, senin kulun kölen her şeyin olmaya razıyım, yeter ki beni böyle mutlu et!” dedim.
Artık söylemeye gerek yok tabii, kayınbabamla birlikteliğimiz neredeyse 10 yılı geçecek. Günlerimiz gecelerimiz, sikişmelerimiz büyük bir tutku ve zevkle devam etmekte. Kayınbabamla sikişmekten çok mutluyum!